Başlık size tuhaf yada bir şeylere sitem ediyormuşum gibi gelmesin. Bugün okulun yemekhanesinde duvarlara -kimin astığını ve ne için asıldığını bilmiyorum- Kuran-ı Kerim’den ayetler asıldığını gördüm. Yemek yediğim masanın karşısında ise başlıkta da geçen Ankebut, 64. ayet duruyordu. Beraber yemek yediğim arkadaşlara gösterip “Bakın sanki bir online oyun sloganı gibi” dedim. Her ne kadar bu işin şakası olsa da acaba yaşadığım hayat ne kadar online oyun diye de düşünmeden edemedim. Az önce e-posta kutuma düşen IEEE Spectrum’da tam bu konu ile ilgili yazıyı görünce hemen girip okudum.
Oyun tasarımcısı ve Carnegie Mellon Üniversitesi’nden Prof. Jesse Schell’in yaptığı sunumu “yılın en dikkat çeken sunumu” olarak gösteriyordu. Schell, günümüzde ve gelecekte hayatı bir oyun olarak düşünmemizi istiyor ve bunu bazı temellere dayandırıyor. Bir oyun oynarken nasıl puan toplayarak ilerliyorsak yaşadığımız hayatında böyle olduğunu ve daha da fazlası olacağından bahseden Schell, okulda aldığımız notların, topladığımız uçuş millerinin bu mimarinin temellerini oluşturduğunu söylüyor. Örneğin Microsoft’un üzerinde çalıştığı Natal teknolojisinde olduğu gibi, ileride sensorlerin çok ucuzlayarak hataya daha fazla girmesi ile alışveriş yaparken, diş fırçalarken, kahvaltı yaparken yada kola içerken bu sensorler ile puan toplayacağız. Zaten şu anda bir çoğumuz için yaşadığı durum buna yakın değil mi?
Her ne kadar da sözü geçen ayet belki bu anlamda olmasa da, 21. yüzyılda teknoloji ile haşır neşir olan benim gibi biri için aklıma gelen bu slogan esprisi ile bu yazıdan sonra pekte haksız değilmişim 🙂
Kesinlikle izlemenizi önereceğim Jesse Schell’in sunumu: http://g4tv.com/videos/44277/DICE-2010-Design-Outside-the-Box-Presentation/